Yaşa Sade
Hayat planını yapar, sen yaşa sade…
Aylardır boşlukta asılı gibiyim ama düşmüyorum. Uçmuyorum da. Sabahları uyandığımda aklıma gelen fikirleri bir panoda düzenleyip gruplandırdım. Bunların hepsi birer sosyal sorumluluk projesi. Arkadaşlarımın bazıları bu fikirleri nereden bulduğumu soruyor. Aslında onlar beni buluyor. Elimdeki eski, yeni kullanmadığım her şeyi uğurladığımdan beri fikirler benle, ben fikirlerle yaşıyorum.
Bir planlama yapmıyorum aslında. Bir akış var. O akışta asılıyım ben. Ve aklıma gelen her şey ama her şey önceden düşünülmüş, kurgulanmış, bitmiş olarak orada asılı. Benim gibi. Sade yaşamak, yaşa sade. Sevdiğim insanlar etrafımda; bazen sorsam, bazen sormasam dahi bir nefes ötedeler.
Kurumsal hayatın çarklarının dışına çıktığımdan, bazı insanların egosuna hizmet etmeyi bıraktığımdan beri toplum adına hizmet ediyorum. Etmeye çalışıyorum. Bunu en sade şekilde yapmaya çalışıyorum. Parayı devreden mümkün olduğunca çıkararak, para yerine emek ve ürün koyarak… Kusursuzluktan uzak olmak sade yaşam. Tabiatın sana sunduğu kusursuz olmayan ama kendi içinde çıtır çıtır işleyen bir döngüdeyim. Misafirim buralarda, hepimiz gibi ama sade yaşamak misafir olduğumu daha çok hatırlatıyor bana. Hiçbir şeye tutunmadan, yapışmadan yaşamayı… Elindekini paylaşmayı…
Hedefler koyuyorum elbette kendime ama bu hedefleri rahat da bırakıyorum. Hedefi bırakıp ona giden yolda keyif almaya bakıyorum. Bildiğimi, hissettiğimi, enerjimi sevdiklerim ve onların değer verdiği projelere doğru savuruyorum. Ne geri gelir bilmem, gelmese ne olur?
Bilmiyor muyuz ki hayat planını yapmıştır zaten, sen yaşa sade!